25 Ekim 2011 Salı

ESARET

Gecenin  köründe uyanıp işe gidiyorum. Yol karanlık. Issız. Sonra plazanın içindeyim. Bütün kapılara okutuyorum kartları. Açılıyor. Giriyorum camlı kafese.

İçerde ışıl ışıl pırlantalar kolyeler. Kasalarda para. Hiç birine dokunmayıp uzaklaşmaya çalışıyorum. Ancak kurtulmak için açılmıyor kapılar. Anladım, bir bankanın kasa dairesindeyim. Sonra 2 kişilik beyaz koltuğa uzanıyorum, öyle çok uykum var ki.

rüya

Çanakkaleden istanbula vapur koymuşlar istanbul yerine başka vapuruna binmişim
Vapurda kendimde geldiğimde anlamakta zorlandım
Ben nasıl kendimden geçtim
Hay allahım yarın işe nasıl yetişeceğim
Gideceğim yer uzaktan kötümü görünür bozca ada gibi?
Adaya yaklaştık yeşil mavi arası pırıl pırıl sular kayalıklar ve biraz yukarıda çam ağaçları.
Şimdi bu yeşil mavi sularda balık olmak vardı. Bu kıyılırda saatlerce yeşil maviyi seyretmek. SuyaYansıdıkça yüzüm içine girip su olurum.
Vapurdan indim kimseleri tanımıyorum. İş falan kalsın. İnsanlar beklesin. Kalacak hiçbir yer bulamazsam uyku tulumum var.
Dolaşıyorum adayı. 2 katlı evler, avlu gibi geniş balkon, Mor çiçekli, sardunyalı sokaklar.
Bakkala gidiyorum yiyecek bir şeyler almaya. 2 arkadaş edindim. Balkonda, çay, çekirdek, muhabbet..
Vedalaşıp ayrılıyorum yanlarından. Sahile nasıl gideceğimi öğrenmek için merkeze iniyorum. Bakıyorum ki kuzenler toplanmış denize gidecekler bana haber vermemişler. Bende geleyim diyorum istemiyorlar.

Gidiyorum yeni arkadaşlarımın yanına. Balkonda uyudum.
Güneş doğuyor. Vapurlar gelip gidiyor iskeleden.
Hep böyle görsem yeşil maviyi.
Ormana sürüklendim. Ben bu sulara kayalıklardan da girerim.


Sabah oldu. Çalışanlar geldi.
 Güvenlikçiler, polisler tepemde
-Nasıl girdin buraya
 -bilmiyorum ben işe gidecektim. Kartları okuttum buraya geldim. Neden açıldı kapılar sizin güvenlik önlemleriniz bu kadar mı? Görmüşsünüzdür kameralardan hiçbir şeye dokunmadım sadece uyudum koltukta.

-Gördük sadece uyudun. Ama neden uyudun.

-Uykuya ihtiyacım vardı. Ben de işe gitmek istemedim…

Hiç yorum yok: